14 Ocak 2014 Salı

Çok gecikmiş bir buluşma


Geçenlerde uğradığımda Haluk' la konuşuyoduk (Kadıköy'de harika bir dükkanı var (1) ) . " Yahu Haluk, bu aralar benim eski , ya da antika eşyalar ilgimi çekiyor , hediyeliklerde bile eskitilmiş şeylere kayıyor ilgim , eksi radyo arıyorum, plaklara bakıyorum , eski kartpostal kolleksiyonu yapıyorum..." diye konuşurken " Abi galiba yaşlanma moduna geçmişsin sen " deyiverince son derece masumane bir şekilde , hakikatten öyle mi ya diye bir dakika düşündükten sonra , hakikatten öyle olduğuna karar verdim .  ( Burada  içkiden bir yudum alınır  ve bir sigara sarılır, derin bir nefes çekilir ve  ince bir duman odaya salınır ) 

Son zamanlarda en ilgimi çeken şeyler ve yerler , eski pazarlar , eskiciler , antikacılar ( onlara param yok ben daha çok eskicileri dolaşıyorum ) , sahaflar , eski kitaplar ve kartpostallar oldu gerçekten de ...

Üsküdar'ın küçük bir kaç sokağı da halen o eski çarşıları , eski dükkanları ve eski esnaf kalıntılarını barındırıyor , Tarık ve Gürhan'ı da yakın zamanda götürmüştüm hatta ..

Bu gezilerimde tabi ki en çok gözümü alan şeyler , en büyük tutkum müzik üzerine ve de yıllardır gecikmiş , bir türlü buluşamadığımız LP'ler yani plaklar, 45'liler ve tabi bunlar için çalar olarak  pikaplardı  . Her defasında baktım durdum , sordum, alamadım , döndüm dolaştım yine baktım , yine alamadım , ama bakmaya da doyamadım ... Hatta geçenlede konuşurken farkettim ki Byfuss ve Sedat' da aynı durumdalarmış , hatta Haydar bile  ...

Taki geçen pazar gününe kadar sürdü durdu bu haller . Çarşıdaki Bayram Abi  ve oğlu Yunus'a daha önce de birkaç kez uğramıştım , içeride antikalar eşyalar ağırlıklı olsa da Bayram Abi’ nin dükkan tabelasında hala ESKİCİ (2) yazıyor , bu da onun mütevazılığı olsa gerek ; ayrıca  benim içinde  antikacılara biraz iticiler nedense ... Dükkana uğramıştım , laf olsun diye " Pikap var mı ? " diye sordum yine, masa üzerinde ki birkaç eski plak ve kırkbeşliklere bakarken . Önce " Yok " dedi , sonra " Basit birşey var ama kolonu yok " dedi , " İyi,  bir bakayım  " dedim . "Dur dur şu arkada da eski bir radyo var, eğer istersen bir bak,  onu da kolon yaparsın" dedi . Aslında en çok aradığım şey ( çok var da ortalıkta , çalışanı ve bütçeme göre olanı pek yoktu ) eski tipte ,  hiç çalışmasa , bir aksesuar olsa  bile bir radyoydu ki bunu görünce bir anda , yoksa bu mu aradığım dedim ( ya da demişim) . " Gel hele , birde burada dolaplı bir pikap var , istersen dolabı da al radyoyla beraber " demez mi " Sana makul de bir şey yaparız "  - fiyat belirtmeden  -  diye de ekledi Bayram Abi  . Her neyse derken sistemi bir deneyelim dedik , kablolarda bir sorun çıktı ve o malum sesi duyamadık ! Ufak bir burukluk kalarak içimde ayrıldım dükkandan , ama aldım telefonunu oğlu Yunus’un . Dün aradım , aklım kalmıştı , gecikmiş bir çağrının dayanılmaz çığlıklarını duyar gibiydim " Usta gelmedi bugün abi " dedi Yunus , yine hüsrana uğramıştım ... Yunus 'u bugün yine aradım " Tamam abi gel al bu akşam "dedi. Akşam büyük bir heyecanla koştum bizim ESKİCİ'ye  .  Bayram abiye paranın tamamını denkleştiremediğimi söyledim, bir miktarı masaya bıraktım , saymadan aldı  ve cebine koydu " Bereket versin " dedi . Kalanını bir daha ki uğradığımda bırakacaktım , sanki kırk yıllık müşterisiymişiz gibi , yalnızca bu durum bile bu alışverişte başka şeyler kazandığımıda göstermişti bana ... Bir de yetmedi sağolsun , arabasıyla bıraktı mazlemelerimi kapıya kadar , yakındı da evim dükkana  

Sonra işin en heyecanlı kısımına gelmişti sıra ... Özenle yerleştirdim odamın en güzel yerine dolabımı , kolon görevi için dikkatlice açtım radyomu . Sonra neredeyse 20 yıl önce Ogün , Tarık  ve Fahri ile Beyazıt’da  kaset ve plak tezgahlarının başında geçirdiğimiz günlerden özenle seçtiğim ve yıllardır kütüphanemin en gizli yerinde bugünü bekleyen benim için çok seçkin çok değerli plaklarımı çıkardım , tek tek sevgiyle dokundum hepsine , hepsi birbirinden harika görünüyorlardı . Heyecanla titrediklerini hissediyordum benim gibi . Elime EASY RIDER'ın soundtrack 'i geldi , iğneyi usulca bıraktım dönen plağın üzerine  , çıtırtılar odayı kapladı ve ardından Steppenwolf'un PUSHER'ı başladı ...

Çok eski bir dostla ve çok uzun süredir görüşmediğim bir arkadaşımla ya da bir sevgiliyle buluşmanın gecikmiş ama o tarifsiz heyecan veren hisler kapladı içimi .  Plak dönmeye başladı ve beni alıp götürdü çok uzaklara ... 

Birsüre sonra karşısına oturduk eşim ve kızımla , odanın tüm aydınlatmalarını  kapadık ve eve yeni gelmiş bu parçamızı soluk ışıklarıyla izleyerek doyasıya , çalan müziği ta içimize çekerek , doldurarak dinledik ... (Bu yazı yazılırken de hala Janis'in büyülü sesi dolduruken odayı ...)
Şimdi yeni bir serüven başlıyordu ...

Aylak Adam

Ocak’ın ortası  , yıl  2014

Bu yazı Aylak Adam tarafından ,  bir zamanlar bizim için “ Dünyanın  göbek deliği (3)    Beyazıt' tan dostlarım Ogün , Tarık ve Fahri ' ye ve ESKİCİ Bayram Abi ve oğlu Yunus’a ithaf olunur ...

(1) KÖSTEBEK : Mimar Sinan Mah. Moda Caddesi . No: 41/B  Kadıköy / İst  0 216 348 00 96

(2) ESKİCİ  :  Mimar Sinan Mah. Bulgurlu Mescit Sokak . No: 11/A Üsküdar / İst  0216 553 10 70

(3)  Bir şakı vardı İtalyanca bu anlama gelen, oradan arakladım  .  Loranzo Jovonotti'nin   l'ombelico del mondo ' su .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder