Bir Bardak Meselesi
Egemenlik , Cumhuriyet, Hürriyet
, Bağımsızlık , Özgürlük , Hür irade , Temsil becerisi ve yeteneği , Demokrasi
, Sosyal Devlet , Adalet , Çağdaş Eğitim , Laiklik , Anti Emperyalizm ,
Savaş/Barış , Çevre Olgusu,
Eğitim, Sanat , Kültürel Yaşam , Din , Cinsiyet , Milliyet ,Irkçılık,
...
İşte birçok kavram , bunlar çoğaltılabilir de ...
Her kavramı, gerçek anlamında , sonra kendi düşüncenizde
ve algınızda , sonrada toplumdaki kavrandığı ve uygulandığı şekliyle düşünün
. Düşünün, düşünün ! Zorlayın
kendinizi , çünkü cevap bunda gizli .
Kavramları önce tek tek ele
alırken , bunları kişiliğinizde nasıl özümsediğinizi iyice düşünmelisiniz . Bu kavramların hangileri ne oranda , hem düşünce , hem eylem olarak sizin
benliğinizde ? Kavramların ne kadar
içindesiniz ya da kavramları sizin nekadar içinizde ?
Sonra kendinizi bir bardak gibi düşünün , yukarıdaki
kavramlarla doldurulmuş olsanız ,
bardağın ne kadarı gerçekten doluyor ve
ne kadarı boş kalıyor ? Bardağınızın içinde hangi kavramlar var , oranları ne ? Bu aslında sizin sosyal , düşünsel anotominizi gösteriyor ,
röntgeninizi çekiyor , tıbbi bir bilimsel gerçek gibi ...
Sonra Ülkemizin bugününü şöyle bir tekrar gözden geçirin . (
Başarabileceğinize inanıyorsanız tüm bunların sonunda Dünyayı da deneyebilrisiniz ) . Bu kavramların hangisinde sizin kafanızdaki yüzde (%) ye göre
ideale yakınız ? Bunun cevabını da kendi kendinize verebilirsiniz . Yani
bu defa ülkenin bardağını bu
kavramlarla doldurun , sonra o bardağa
da bir bakın .
Cevaplarınızı hiç bilmiyorum .
Ama basit bir tahminle şöyle bardaklar göreceğimizi düşünüyorum ; yukarıdakilerden yalnızca bir ya da birkaçı
ile dolu bardaklar , dibinde belli
belirsiz birşeyler olup neredeyse bomboş bardaklar , yarısı dolu bardaklar , bir kısımı dolu
bardaklar, içinde bir miktar ve yalnızca bir kavram barındıran bardaklar , seçenekler çoğaltılabilir .
En önemli istatistik ve sonuç
burada ortaya çıkacaktır . Kim
olduğumuzu , ne olduğumuzu , nelerin tesirinde olduğumuzu , olması gereken ile var olunan noktanın ne olduğunu hep burada göreceğiz .
GÖRÜYORUZ : Ne olduğumuzu ortada , önemli olan ne olacağımız ve olmak istememiz !
Ancak şunları da not etmeden bu sorguyu bitirmemek gerekir .
Bardaklar nasıl dolar , nasıl
boşalır , kırılır mı ? Gibi sorulara da cevap bulmadan /
bilmeden sonuç elde etmemiz imkansız .
Bardaklar,
Bir - Siz
doldurursunuz ( Belli bir bilinç
seviyesine geldikten – yaş da denilebilir buna
- sonra artık tamamen kişisel tercihleriniz ve
istekleriniz – belki farkında olmadığınız hür iradeniz - ile kavramlardan seçip bardağınıza damıtmaya
başlarsınız )
İki -
Bardağınızı başkaları
doldurur ( Burası çok kritiktir . Birinci madde ile çok bağlantılıdır. Burada
önce aile , toplumsal çevreniz ,
sizden önce bardağında birşeyler olan diğer bardak sahipleri , içinde
bulunduğunuz ülke , devlet ya da
zümrenin büyük bardağından sızanlar . Size verilenlerdir bunlar kısaca ... )
Üç -
Bardağınızı kırıp / çalıp sizi bardaksız
bırakırlar ( Bu sizin bir hiç olma seçeneğini size dayatanlardır . Bu birinci seviyedeki düzeye gelmenizden önce
elinizden alınmış olur , siz zaten bir bardağınızın var olduğunuzdan haberdar
değilsinizdir . Kavramlardan tamamen bi haber )
Dört - Başkasının bardağını çalanlar ( Bunlar hırsızlardır , üzerinde hiçbir emekleri, mücadeleleri ve
cabaları olmadan , hazıra kondukları bardaklarla kendilerini birşey sananlardır
. Bu bardaklar eninde sonunda kırılır , ortalığa dağılan maddelerin oluşturduğu
kaygan zeminin üzerinde artık kimsenin durması mümkün değildir . Çünkü kavramlar
yerli yerinde , oranda ve bütünlükte
fayda sağlarlar , kırılıp ortalığa saçıldıklarında artık kavram kargaşası
yani kaos var demektir . Yerlerden ne kadar
kazırsanız kazıyın, hem eskisi gibi
olmaz , hem izleri yerlerden silinmez ,
hem de kokusu hiç geçmez )
Beş - Sahte Bardak Doldurucular (Üçüncü madde ile bağlantıldır. Önce bardaksız bırakırlar sizi
. Sonra bunlar size hazır bardaklar sunarlar , onların ne işine geliyorsa , sizin bardağınızda kavramlar o oranda bulunurlar , bazen yalnızca bir
kavram , bazen belki birkaç , ama asla daha fazlası değil . En kritik bardaklar bunlardır . Sizin
bardağınızı doldurmayacağınızı size dikte edip , size bunu verirken , karşlığında
sizinle hayatınız karşılığında kontrat yaparlar , ya onların bardağı ya da
hayatınız . Bardaklarını reddetme
beverinizi de , kırma yeteneği ve içgüdünüzü de , isyan dürtünüzü de bardağı
size vermeden önce sizden karşılık olarak alırlar . )
Ancak şu bilinmelidir ki , kendisi tarafından doldurulmayan hiçbir bardak
ne elde ne yerde duramaz , mutlaka birgün , kayar , düşer , sonuçta KIRILIR !
işte Aylak Adam’dan size bir bayram yazısı .
Bayramınız kutlu olsun , kalın
sağlıcakla ve kendi bardağınıza sahip
çıkıp , onu hür , özgür ve özgün iradenizle büyük bir titizlikle damıtarak doldurmaya devam edin . Büyük emeklerle doldurulmuş bir yaşam için ...
Mutlu olun , mutlu kalın , güzel bir ülke ve hep birlikte yaşanılabilir bir dünya bizim olsun .
Şimdi içini doldurabildiğimiz , bize ait olan bardaklarımızı bu ülkenin şerefine , geleceğine kaldıralım.
" İyi Bayramlar Sevgili Ülkem "
A.A
30 Ekim 2014