Kahramanlarımız iki dedektif Rust Cohle ve Marty Hart " True Dedective " isimli dizi
için uğraştıkları işleri bittikten sonra işsizdirler . Hayatları sıkıntılı bir biçimde sürmektedir . Artık Amerika'da iş yapmaları mümkün değildir . Günlerini Rust'un takıldığı köhne barda içerek ve TV seyrederek geçirmektedirler .
Böyle bir gün TV'NİN uluslararası haberlerinde özel bir haber gözleri ilişir . Uzak bir ülkede bir karmaşa yaşanmaktadır ... Bu ülkede ortak arkadaşları vardır ve Rust yıllar önce bu ülkede bulunmuş ve iyi dostluklar kurmuş, arka sokak meyhanelerinde takılmıştır . Ülke insanlarını sevmektedir . Haberi duyunca o günler aklına gelir .
Arkadaşını arar , uzun süre konuştuktan sonra , telefonu kapatır ve TV haberine daha yakından ilgi gösterir ...
Marty bu duruma meraklanır ve niye bu kadar ilgilendiğini sorar . Rust'da ona arkadaşıyla muhabbetini anlatır. Arkadaşı artık ülkesinde ki bu durumdan sonra yılmış ve Uruguay'a yerleşmeyi düşündüğünü söylemiştir . Ya bu durumu kafasında çözecek ya da Uruguay'a gitmekten başka çözüm bulamadığını söylemiştir.
İki aylak dedektif yeni bir heyecan olarak bu olayı gönüllü olarak dert ederler , amaçları eski dosta yardım etmektir ...
Sonra kendi aralarında aşağıdaki hikaye geçer...
Marty: Bırak bu takıntıyı Rust , iş bitmiş fiş gitmiş
olum
Rust : S..tir git Marty zaten canım sıkkın , bu ne lan , nasıl olur böyle birşey !
Marty: Ne olacak oğlum sen kendi dünyanda takılıyorsun
, hala işi çözecem diyorsun . Bi bok çözeceğin yok .
Rust : Dur bi Marty , bak buradan yeni bir dosyayı
açabiliriz.
Marty : Lanet olsun Rust , hala görmüyor musun , senin umut ettiğin durum ,
kimsenin umurunda değil . Bu adamların umurunda bile değilsin . Bunlar senin şu
anda bulunduğun bitik halini bile hayal dahi edemiyorlar , onların buraya
ulaşması bile mümkün değil . Senin anlamadığın da bu !
Rust : Olum bu kadar mal olunur mu ya , s..tir , insan kendi ülkesine bunu nasıl yapar ?
Marty : Rust küçük ve sıradan insanlardan bahsediyorum
sana , küçük ve sıradan . Onlar kendi kendini köleliğe sürüklemekten memnunlar
, küçük adamlar olduklarını bilmiyorlar bile , hatta herhangi bir şeyi
bilmekten de öcü gibi korkuyorlar .
Rust: Ne sayıklıyorsun Marty , kafana taş mı düştü,
dün gece kimle birlikteydin oğlum sen ? Felsefeci bir kız mıydı yoksa?
Marty: Hadi ordan adamım, nereden çıkarıyorsun bunu , ben de arada şaşırtıcı olabiliyorum değil mi ? ... Ayrıca burada ki olayda da şunu görüyorum ; ne kadar az anlarsan ,
ona hayran olmaya o kadar hazır olursun adamım !
Rust : Marty , iki bira kap gel alışkın değilim sana ,
bu durum kadar şaşırtıcısın adamım !
Marty , dört bira alır gelir .
Marty : Bunlar böyle işte adamım , gözdeleri pislik
içindeyken , onların gösterişlerle gururlanırlar ...
Rust : Ee Marty ?
Marty : Eee si bunlara aptal olduklarını , köle
olduklarını , ne isterlerse yaptırabileceklerini söylüyorlar , tümünü semboller
ile kurban ediyorlar.
Rust : Marty , kafam güzel oldu seni çekemem olum ,
yıkıl karşımdan git yat ...
Rust ,cigaradan derin bir nefes alır , birayı kapar ve
dışarı doğru çıkar
Ertesi gün Rust heyecanla içeriye girer , yeni gelişmeler olmaktadır uzak ülkede ...
Rust - Oğlum Marty hava döndü , o yüzden ben de
döndüm .
Marty - Saçmalama Rust , Uruguay fahri konsolosluğu
ile görüştüm , iş tamam , gidiyoruz olum . Burada iş bitmiş .
Rust - Benim defterdeki bilgilerle bu söyledikleri
tutmuyor , kıllanıyorum , huylanıyorum .
Marty - Bir karar vermemiz lazım Rust , tablo ortada , artık bunların arasında nefes
almamız zor , karar vermiştik sanıyorum , gidiyoruz işte yeni bir hayat için ... ( Hep berber Uruguay'a gitmekten bahsediyor )
Rust - Haklısın bunların sömürülen , boyun eğen ,
yalnızca kendilerine sadaka olarak verileni alan, karşılığını her
istenildiğinde veren , sevgiye asla karşılık vermeyen üstelik görmüyor musun
düşene bir tekme atmak için can atan . Üstelik gerçek yerine yalan söyleyen ve
daima saldıranın yanında olan " Küçük Adamlar " olduklarını
bilmediğimi mi sanıyorsun adamım ?
Marty - İşte şimdi kendin gibi konuştun , hoş geldin ,
seni özlemişim o halde , ee ne zaman gidiyoruz Uruguay'a , biletleri hemen
ayarlayalım ...
Rust - Dur adamım gitmeden önce şunlara bir şeyleri
daha anlatmamız lazım.
Marty - Neymiş ki o ?
Rust - Bunlar gazete ve Tv’de çıkan bir şeyi anlasa da
anlamasa da inanırlar . Çok da korkaklardır. Neden mi korkarlar ? Her şeyden ,
atılımdan, bilgiden , akıldan , mizahtan , yükseklerden ve derinlerden örneğin
.
Marty - Ben de o yüzden ... ( Rust devam etmektedir konuşmaya )
Rust - Bunlara kitap okumak mı kavga mı seçeneği
sunulduğunda,
kavgayı seçerler hemen, kendilerine gülündüğünü bile
fark edemezler .
Marty - Neden ?
Rust - Çünkü , kendilerini sefil, küçük, pis, dağılmış
, iktidarsız , sert , sevgisiz ve boş hissederler . Hele ki saygının ne
olduğunu bilmezler ...
Rust - İşin özü şu ki Marty , bunların hepsi kabız
olmuş ve müshil alıyorlar ...
Marty - Ee Rust ?
Marty - Ee si , biz şimdi oraya gitsek ne olacak ki
? Sonuçta bunlar kendilerini aşağılayana göz yummuyorlar mı yıllardır ?
Şarlatan sapık dolandırıcı dediklerine bir süre sonra dahi demiyorlar mı ?
Peşinden koşup " yaşa , varol " diye bağırmıyorlar mı ?
Rust - Evet adamım aynen öyle ..
Marty - ?
Rust - Büyük çoğunluğu bir asalak gibi sürekli
tüketirler , ne bulurlarsa yer bitirirler. Ama bunlara bir iyilik yapmaya kalk
, asla yaranamazsın !
Marty - Biz ne yapabiliriz o halde . Bir de Rust ,
bunların dindar ,muhafazakar oldukları söyleniyor , o halde bu nasıl olur ?
Rust - Ne yapabiliriz dersen , kanıtları ortaya
çıkarıp bunu yüzlerine vuracağız ! Ayrıca bunların din ve dinsel hoşgörüden
anladıkları tek şey yalnızca kendi dinine hoşgörüdür ! Bunlar büyük isyanların
küçük evlatlarıdır .
Marty - Büyük filazof dedektif iş başında . ( Gülümsüyor )
Rust - Bunlar kendi şehvetinden korkan , kendi
gölgelerinden kaçan , karanlık gecede bir hırsız gibidirler . Bu tutumları ile
de kendi mutluluğunu çalmakla kalmayıp , tüm insanlığın geleceğini de
kemiriyorlar ..
Marty - İyi de Rust , en çok yaygarayı da yine bunlar
koparıyor ? ( Artık gülümsemiyor )
Rust - Bağırıyorlar çünkü korkuyorlar adamım , ama
şunu bilmiyorlar ki bağırmak bunları amaçlarına yaklaştırmıyor . Sonuçta hepsi
ebedi bir sürgünler burada ve bu dünyadan sessizce çekip gidecekler en ufak bir
iz dahi bırakmadan gerilerinde ...
Rust - Bak Rust sen bunları dediğinde aklıma Bukowski üsad geldi , o da bu asalakları ne de güzel anlatmış
“... Korkunç olan ölüm değil,
yaşanan ya da yaşanamayan hayatlardır. İnsanlar hayatlarına saygı duymuyorlar,
işiyorlar üstlerine, sıçıyorlar. Geri zekalılar. Tek düşündükleri düzüşmek,
para ve düzüşmek. Hiç düşünmeden yutuverirler Tanrı'yı, hiç düşünmeden
yutuverirler Vatan'ı. Çok geçmeden düşünme yeteneklerini yitirir, başkalarının
onlar için düşünmelerine izin verirler. Pamuk beyinliler. Görünümleri çirkin,
konuşma biçimleri çirkin, yürüyüşleri çirkin. Yüzyılların olağanüstü
bestelerini çalın onlara, duymazlar. Çoğu insanın ölümü bir aldatmacadır.
Ölecek bir şey kalmamıştır geriye".”
Rust - Koca Hank'e ne denilebilir ki , içen adam düşünen adamdır !
Marty - Peki biz işe nereden başlayacağız Rust ?
Herhalde işin tepesine bakmak lazım ?
Rust - Sorunu temeline inmeden en tepesine bakacak
olursak , gelinen noktanın yansıması orada ayna gibi parlıyor zaten .
Marty - Nasıl ?
Rust - Bunların hukukunun önderliğin dünyanın boynunda
bir ilmiktir. Bunlar gerçeklerden bahsetmezler , yalnızca gürültü yaratır ve
onu dinletirler . Bu yüzden halen arkalarından " yaşa hürra " diye
bağırıyorlar ya ...
Marty - Hmm, çok tuhaf tespitlerin var Rust ama ,
kabul etmeliyim ki adamım hepsi de çok ilginç . Ya başka ?
Rust - Bugünkü önderlerin gömlek değiştirir gibi
düşünce değiştirirler. Ama bilmezler ki kurnazlığın insana yaptığı tek şey ,
onu zamanından önce mezara götürmektir. Bunlar sevgiyi çalarlar , para hırsları
hiç bitmez ...
Marty - Bu durumda karşıt fikirlerin özgürce
söylenmesi ve eleştiriyi de asla kabul etmelerini bekleyemeyiz.
Rust - Bu imkansız ! Karşıt fikir ve düşünceleri
bunlar en kibarcası çığırtkanlık ve kötü şaka olarak damgalarlar . Bunların en
sevdiği ve yaptığı sürekli eleştirmek isterler , eleştirilmek istemezler .
Saldırıya uğramadan saldırmak da bunlara özgüdür ! Bunların yüzlerine
taktıkları maskenin ardında barbar bir kimlik var, ruhlarının derinliklerinde
kötü niyetliler ve güzeli geçip kötünün içine girerler . Mesela şöyle anla,
bunlar egemen görünmek için köpek beslerler ...
Marty - Köpek mi , hey ben köpekten korkarım adamım
!
Rust- Sakin ol Marty ! ( Çok nadiren olarak görüleceği üzeri , bu dea gülümseme sırası Rust'tadır ,
sıkı çocuk Marty köpeklerden korkuyor ha ! )
Marty -Bunların arasında kendimize nasıl bir yol
arkadaşı , yardımcı bulacağız, işi nasıl çözeceğiz Rust ?
Rust - Ah ! Şahane soru bu işte , bunlar yol arkadaşı
olarak yalnızca meyhanede tehlikesizlerdir.
Marty - Ah desene bu senin için kolay olacak o halde ?
(Gülümsüyor )
Rust - S..ktir git Marty , konuyu sulandırma .
Marty -Tamam Rust , devam et , ama meyhane deyince
.... Neyse de benim gözüm korktu dostum ...
Rust - Korkmam hiç bir şeyden , bilmemekten korktuğum
kadar , o yüzden anlatıyorum ya Marty ...
Marty - Peki başka ? Bunlar tümü aslında zafiyetleri
ama ya başka ?
Rust - Fıçı gibiler , fıçı gibi yiyiyor , dolaşıyor
,fıçı gibi düşünüyor ve fıçı gibi eğitiyorlar . Bugüne dek her şeylerini kumlar
üzerine inşa ettiler . Sonuçta şimdi gelip yakınıyorlar . Hep düşünmekten
korktular , kaçtılar çünkü düşünmek bedensel hisle bir arada yürür , oysaki
bunlar kendi bedeninden korktular . Kendilerini hep küçük ve zavallı gördüler ,
biz kimiz ki kendi fikirlerimiz olsun dediler ! Sonuçta kendine çizdikleri
daire içine hapsoldular ve bir çıkış yolu bulamıyorlar .
Rust - İşte tam burası bizim başlangıç noktamız adamım
.
Marty - Başlangıç noktası mı ? Manyak mısın sen adamım ? Ben hemen arayıp uçuş bileti iptal ediyorum ! Kesinlikle Uruguay çok daha iyi
fikir . Bu manyaklarla uğraşılır mı ? Ya da şöyle söyleyeyim aslında , bu kadar
manyakla ancak senin gibi bir manyak uğraşır . Sana iyi şanslar Rust !
Rust - Hey Marty , nereye gidiyorsun , dursana ....
Marty hey Marty !
...
BU HİKAYENİN SONU
Not : Bu hikayenin içeriği kimi küçük oynamalar ile
hikayenin kurgusuna ve kahramanların karakterlerine uygun olarak
değiştirilmiştir ve Wilhelm Reich 'ın " Dinle Küçük Adam " isimli
kitabından esinlenilmiş ve alıntılanmıştır .