2 Nisan 2014 Çarşamba

Uruguay 'a gideriken aldıda bir yağmur ( Rust ve Marty Muhabbetleri )





Kahramanlarımız iki dedektif  Rust Cohle ve Marty Hart  " True Dedective " isimli  dizi
için uğraştıkları  işleri bittikten sonra işsizdirler .  Hayatları  sıkıntılı bir biçimde sürmektedir .  Artık Amerika'da iş yapmaları mümkün değildir . Günlerini  Rust'un takıldığı  köhne barda  içerek ve TV seyrederek geçirmektedirler .   

Böyle bir gün  TV'NİN uluslararası  haberlerinde  özel bir haber gözleri ilişir .  Uzak bir ülkede bir karmaşa yaşanmaktadır ... Bu ülkede ortak arkadaşları vardır ve Rust yıllar önce bu ülkede bulunmuş ve iyi dostluklar kurmuş, arka sokak meyhanelerinde  takılmıştır .  Ülke insanlarını sevmektedir .  Haberi duyunca o günler aklına gelir .  

Arkadaşını arar , uzun süre konuştuktan sonra , telefonu kapatır ve  TV haberine daha yakından ilgi gösterir ...

Marty bu duruma meraklanır ve niye  bu kadar ilgilendiğini sorar .  Rust'da ona  arkadaşıyla muhabbetini anlatır. Arkadaşı artık ülkesinde ki bu durumdan sonra yılmış ve Uruguay'a  yerleşmeyi düşündüğünü söylemiştir .  Ya bu durumu kafasında çözecek ya da Uruguay'a gitmekten başka çözüm bulamadığını söylemiştir. 

İki aylak dedektif  yeni bir heyecan olarak bu olayı gönüllü olarak dert ederler , amaçları  eski dosta yardım etmektir ...

Sonra kendi aralarında aşağıdaki hikaye geçer...



Marty: Bırak bu takıntıyı Rust , iş bitmiş fiş gitmiş olum 

Rust : S..tir git Marty zaten canım sıkkın , bu ne lan , nasıl olur böyle birşey  !

Marty: Ne olacak oğlum sen kendi dünyanda takılıyorsun , hala işi çözecem diyorsun . Bi bok çözeceğin yok .

Rust : Dur bi  Marty , bak buradan  yeni bir  dosyayı açabiliriz. 

Marty : Lanet olsun Rust , hala görmüyor musun , senin umut ettiğin durum , kimsenin umurunda değil . Bu adamların umurunda bile değilsin . Bunlar senin şu anda bulunduğun bitik halini bile hayal dahi edemiyorlar , onların buraya ulaşması bile mümkün değil . Senin anlamadığın da bu ! 

Rust : Olum bu kadar mal olunur mu ya , s..tir , insan kendi ülkesine bunu nasıl yapar ? 

Marty : Rust küçük ve sıradan insanlardan bahsediyorum sana , küçük ve sıradan . Onlar kendi kendini köleliğe sürüklemekten memnunlar , küçük adamlar olduklarını bilmiyorlar bile , hatta herhangi bir şeyi bilmekten de öcü gibi korkuyorlar . 
 
Rust: Ne sayıklıyorsun Marty , kafana taş mı düştü, dün gece kimle birlikteydin oğlum sen ? Felsefeci bir kız mıydı yoksa?
 
Marty: Hadi ordan adamım, nereden çıkarıyorsun bunu , ben de arada şaşırtıcı olabiliyorum değil mi ? ... Ayrıca  burada ki olayda da şunu görüyorum ;  ne kadar az anlarsan , ona hayran olmaya o kadar hazır olursun adamım ! 

Rust : Marty , iki bira kap gel alışkın değilim sana , bu durum kadar şaşırtıcısın adamım ! 

Marty , dört bira alır gelir .

Marty : Bunlar böyle işte adamım , gözdeleri pislik içindeyken , onların gösterişlerle gururlanırlar ...
 
Rust : Ee Marty ?
 
Marty : Eee si bunlara aptal olduklarını , köle olduklarını , ne isterlerse yaptırabileceklerini söylüyorlar , tümünü semboller ile kurban ediyorlar.

Rust : Marty , kafam güzel oldu seni çekemem olum , yıkıl karşımdan git yat ...

Rust ,cigaradan derin bir nefes alır , birayı kapar ve dışarı doğru çıkar 
 
Ertesi gün Rust heyecanla içeriye girer , yeni gelişmeler olmaktadır uzak ülkede ...


Rust - Oğlum  Marty hava döndü , o yüzden ben de döndüm .

Marty - Saçmalama Rust , Uruguay fahri konsolosluğu ile görüştüm , iş tamam , gidiyoruz olum . Burada iş bitmiş .

Rust - Benim defterdeki bilgilerle bu söyledikleri tutmuyor , kıllanıyorum , huylanıyorum .

Marty - Bir karar vermemiz lazım Rust , tablo ortada , artık bunların arasında nefes almamız zor , karar vermiştik sanıyorum , gidiyoruz işte yeni bir hayat için ...  ( Hep berber Uruguay'a gitmekten bahsediyor )

Rust - Haklısın bunların sömürülen , boyun eğen , yalnızca kendilerine sadaka olarak verileni alan, karşılığını her istenildiğinde veren , sevgiye asla karşılık vermeyen üstelik görmüyor musun düşene bir tekme atmak için can atan . Üstelik gerçek yerine yalan söyleyen ve daima saldıranın yanında olan " Küçük Adamlar " olduklarını bilmediğimi mi sanıyorsun adamım ?

Marty - İşte şimdi kendin gibi konuştun , hoş geldin , seni özlemişim o halde , ee ne zaman gidiyoruz Uruguay'a , biletleri hemen ayarlayalım ...
 
Rust - Dur adamım gitmeden önce şunlara bir şeyleri daha anlatmamız lazım.

Marty - Neymiş ki o ?

Rust - Bunlar gazete ve Tv’de çıkan bir şeyi anlasa da anlamasa da inanırlar . Çok da korkaklardır. Neden mi korkarlar ? Her şeyden , atılımdan, bilgiden , akıldan , mizahtan , yükseklerden ve derinlerden örneğin .

Marty - Ben de o yüzden ...  ( Rust devam etmektedir konuşmaya )
 
Rust - Bunlara kitap okumak mı kavga mı seçeneği sunulduğunda,
kavgayı seçerler hemen, kendilerine gülündüğünü bile fark edemezler . 
 
Marty - Neden ?

Rust - Çünkü , kendilerini sefil, küçük, pis, dağılmış , iktidarsız , sert , sevgisiz ve boş hissederler . Hele ki saygının ne olduğunu bilmezler ...

Rust - İşin özü şu ki Marty , bunların hepsi kabız olmuş ve müshil alıyorlar ...

Marty - Ee Rust ? 

Marty - Ee si   ,  biz şimdi oraya gitsek ne olacak ki ? Sonuçta bunlar kendilerini aşağılayana göz yummuyorlar mı yıllardır ? Şarlatan sapık dolandırıcı dediklerine bir süre sonra dahi demiyorlar mı ? Peşinden koşup " yaşa , varol " diye bağırmıyorlar mı ?

Rust - Evet adamım aynen öyle ..

Marty - ? 
 
Rust - Büyük çoğunluğu bir asalak gibi sürekli tüketirler , ne bulurlarsa yer bitirirler. Ama bunlara bir iyilik yapmaya kalk , asla yaranamazsın !

Marty - Biz ne yapabiliriz o halde . Bir de Rust , bunların dindar ,muhafazakar oldukları söyleniyor , o halde bu nasıl olur ?

Rust - Ne yapabiliriz dersen , kanıtları ortaya çıkarıp bunu yüzlerine vuracağız ! Ayrıca bunların din ve dinsel hoşgörüden anladıkları tek şey yalnızca kendi dinine hoşgörüdür ! Bunlar büyük isyanların küçük evlatlarıdır . 
 
Marty - Büyük filazof dedektif iş başında . ( Gülümsüyor )
 
Rust - Bunlar kendi şehvetinden korkan , kendi gölgelerinden kaçan , karanlık gecede bir hırsız gibidirler . Bu tutumları ile de kendi mutluluğunu çalmakla kalmayıp , tüm insanlığın geleceğini de kemiriyorlar ..

Marty - İyi de Rust , en çok yaygarayı da yine bunlar koparıyor ? ( Artık gülümsemiyor )

Rust - Bağırıyorlar çünkü korkuyorlar adamım , ama şunu bilmiyorlar ki bağırmak bunları amaçlarına yaklaştırmıyor . Sonuçta hepsi ebedi bir sürgünler burada ve bu dünyadan sessizce çekip gidecekler en ufak bir iz dahi bırakmadan gerilerinde ...

Rust - Bak Rust sen bunları dediğinde aklıma  Bukowski üsad geldi  , o da bu asalakları ne de güzel anlatmış

“... Korkunç olan ölüm değil, yaşanan ya da yaşanamayan hayatlardır. İnsanlar hayatlarına saygı duymuyorlar, işiyorlar üstlerine, sıçıyorlar. Geri zekalılar. Tek düşündükleri düzüşmek, para ve düzüşmek. Hiç düşünmeden yutuverirler Tanrı'yı, hiç düşünmeden yutuverirler Vatan'ı. Çok geçmeden düşünme yeteneklerini yitirir, başkalarının onlar için düşünmelerine izin verirler. Pamuk beyinliler. Görünümleri çirkin, konuşma biçimleri çirkin, yürüyüşleri çirkin. Yüzyılların olağanüstü bestelerini çalın onlara, duymazlar. Çoğu insanın ölümü bir aldatmacadır. Ölecek bir şey kalmamıştır geriye".


Rust - Koca Hank'e ne denilebilir ki , içen adam düşünen adamdır !

Marty - Peki biz işe nereden başlayacağız Rust ? Herhalde işin tepesine bakmak lazım ?
 
Rust - Sorunu temeline inmeden en tepesine bakacak olursak , gelinen noktanın yansıması orada ayna gibi parlıyor zaten . 
 
Marty - Nasıl ?
 
Rust - Bunların hukukunun önderliğin dünyanın boynunda bir ilmiktir. Bunlar gerçeklerden bahsetmezler , yalnızca gürültü yaratır ve onu dinletirler . Bu yüzden halen arkalarından " yaşa hürra " diye bağırıyorlar ya ...
 
Marty - Hmm, çok tuhaf tespitlerin var Rust ama , kabul etmeliyim ki adamım hepsi de çok ilginç . Ya başka ?

Rust - Bugünkü önderlerin gömlek değiştirir gibi düşünce değiştirirler. Ama bilmezler ki kurnazlığın insana yaptığı tek şey , onu zamanından önce mezara götürmektir. Bunlar sevgiyi çalarlar , para hırsları hiç bitmez ...

Marty - Bu durumda karşıt fikirlerin özgürce söylenmesi ve eleştiriyi de asla kabul etmelerini bekleyemeyiz.
 
Rust - Bu imkansız ! Karşıt fikir ve düşünceleri bunlar en kibarcası çığırtkanlık ve kötü şaka olarak damgalarlar . Bunların en sevdiği ve yaptığı sürekli eleştirmek isterler , eleştirilmek istemezler . Saldırıya uğramadan saldırmak da bunlara özgüdür ! Bunların yüzlerine taktıkları maskenin ardında barbar bir kimlik var, ruhlarının derinliklerinde kötü niyetliler ve güzeli geçip kötünün içine girerler . Mesela şöyle anla, bunlar egemen görünmek için köpek beslerler ...

Marty - Köpek mi , hey ben köpekten korkarım adamım ! 

Rust- Sakin ol Marty ! ( Çok nadiren olarak görüleceği üzeri , bu dea gülümseme sırası Rust'tadır , sıkı çocuk Marty köpeklerden korkuyor ha ! ) 
 
Marty -Bunların arasında kendimize nasıl bir yol arkadaşı , yardımcı bulacağız, işi nasıl çözeceğiz Rust ? 

Rust - Ah ! Şahane soru bu işte , bunlar yol arkadaşı olarak yalnızca meyhanede tehlikesizlerdir. 

Marty - Ah desene bu senin için kolay olacak o halde ? (Gülümsüyor ) 
Rust - S..ktir git Marty , konuyu sulandırma .
 
Marty -Tamam Rust , devam et , ama meyhane deyince .... Neyse de benim gözüm korktu dostum ...
 
Rust - Korkmam hiç bir şeyden , bilmemekten korktuğum kadar , o yüzden anlatıyorum ya Marty ...
 
Marty - Peki başka ? Bunlar tümü aslında zafiyetleri ama ya başka ?
Rust - Fıçı gibiler , fıçı gibi yiyiyor , dolaşıyor ,fıçı gibi düşünüyor ve fıçı gibi eğitiyorlar . Bugüne dek her şeylerini kumlar üzerine inşa ettiler . Sonuçta şimdi gelip yakınıyorlar . Hep düşünmekten korktular , kaçtılar çünkü düşünmek bedensel hisle bir arada yürür , oysaki bunlar kendi bedeninden korktular . Kendilerini hep küçük ve zavallı gördüler , biz kimiz ki kendi fikirlerimiz olsun dediler ! Sonuçta kendine çizdikleri daire içine hapsoldular ve bir çıkış yolu bulamıyorlar .

Rust - İşte tam burası bizim başlangıç noktamız adamım .

Marty - Başlangıç noktası mı ? Manyak mısın sen adamım ? Ben hemen arayıp uçuş bileti iptal ediyorum ! Kesinlikle Uruguay çok daha iyi fikir . Bu manyaklarla uğraşılır mı ? Ya da şöyle söyleyeyim aslında , bu kadar manyakla ancak senin gibi bir manyak uğraşır . Sana iyi şanslar Rust ! 

Rust - Hey Marty , nereye gidiyorsun , dursana .... Marty hey Marty !

...

BU HİKAYENİN SONU                  


Not : Bu hikayenin içeriği kimi küçük oynamalar ile hikayenin kurgusuna ve kahramanların karakterlerine uygun olarak değiştirilmiştir ve Wilhelm Reich 'ın " Dinle Küçük Adam " isimli kitabından esinlenilmiş ve alıntılanmıştır  .

Link : http://en.wikipedia.org/wiki/True_Detective_(TV_series)

Link 2:  http://www.aylakadam2013.blogspot.de/2013/10/dinle-kucuk-adam.html




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder