9 Nisan 2014 Çarşamba

Aylak Esareti


Öğleden sonra  arka kapıdan çıktım ,  bu devasa büyüklükteki şehrin uzaklarında bir tepede kurulu olan çalıştığım şirketin operasyon binasının hep arka kapıdan çıkarım , sonra  binanın arka bahçesi diyebileceğimiz  büyük yürüyüş alanında/ bahçesinde   bir tur atar ,sonra ön kısmına bağlanan  bir minik yamaçtan yukarı  çıkar ön kapıdan içeri girerim .  Bu yürüyüşlerimde  tarlayı andıran alandaki  çimenler , böcekler ,kuşlar , kısaca toprak anama ve onun çocuklarına  odaklanırım . Onlarla konuşur , bazen dokunurum . Yerden bir tutam çimen alıp avuçlarınızda oğuşturup  sonra onları koklarsanız , toprak ananın en güzel kokularından birini duyumsarsınız ...

Bugün de öyle yaptım , hatta bir ara  minik bir meşe ağacının dibine oturdum ,  ayakkabılarımı çıkardım , yalınayak yürüdüm ,  çimenlerin üzerine sırtüstü uzandım . Tam o esnada  yeni yaprak salmaya durmuş  meşe ağacının yapraklarının arasında  mavi gökte  ardında beyaz izler bırakarak giden bembeyaz bir uçak gördüm ,  bir an içinde kimbilir kimler vardır , kimbilir nereden gelmekte nereye gitmekteler diye düşündüm , sonra  o demir kuş yerine  geçen günlerde rastladığım leyleklerden görmeyi arzuladığımı hissettim  , gerçekten nerede kalmıştı leylekler , yoksa gelmeyecekler miydi ? 
...

Orada öyle yatmışken derin bir nefes çektim çigerlerime  , sonra ardarda iki kez hapşurdum , güldüm kendi kendime ;  ben güldükçe ,  bitkiler hatta polenleri bile güldü , hatta belki kuşlar , hatta belki de uçaktaki birisi bile  ...

Sonra  baharda ki bu kısa özgürlüğümü dışarıda bırakıp , esaretime  , o dev  binaya geri döndüm , ta ki bunları yazıp ruhum özgürleştirene kadar ...

Aylak Adam
 
( Nisan başları -  İzmit yakınları)
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder