Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından düzenlenen Sakın Şaşırma: Orhan Veli 100 Yaşında sergisi..
Bazı isimler vardır ki sanırım sevmeyeni yoktur , yani ya seviyorsunuz ya da hiç bilmiyor olabilirsiniz . Bence Orhan Veli'de böyle bir şair ve kişilik yani herkesce sevilen olan ... Özellikle 36 yıla sığan kısacık bir yaşam , o yaşamın içinde geriye bırakılmış muhteşem eserler . Buna rağmen zorlu , yoklukluk içinde geçmiş hatta ızdıraplı bir aşk ile de bezenmiş bir yaşam . Ama azimli ve çalışkan bir edebiyat adamı . Orhan Veli'yi sanırım herkes kendince tanımlayabilir , bu yüzdendir ki YKYS'nin bu sergisini yolu düşünler ziyaret etmeli diye düşünüyorum . El yazması şiirleri , özel aile arşivinden fotoğrafları , özellikle binbir güçlük ve mücadele ile çıkardığı ( Bknz: Nahit Hanım'a mektupların satır araları...) Yaprak dergisinin sayıları , yazıları , notları ... Kendisini tanıttığı harika bir el yazısı ile mektubu ... Kitaplerının ilk basımları , taslakları ...
Gittim , gördüm , yaşadım , hiç şaşırmadım , çünkü 100 yaşında da Orhan Veli halen aynı duyguları bize tazecik yaşatabiliyor halen ...
Aylak Adam
Nisan'ın ortası 2014
-----
Sergi'den bazı alıntılar ve kendi çalışmam fotoğraf kolajı ile ...
Alıntılar
Sergide 36 yaşında yitirdiğimiz şairin kısacık yaşamı kronolojik bölümler halinde, bütün yönleriyle ortaya konuyor. Orhan Veli arşivindeki ve koleksiyonerlerdeki fotoğraflar, mektuplar, şiirler, kitaplar, gazete ve dergiler, resimler, heykeller ve çizimlerden oluşuyor. 1949 yılında Orhan Veli’nin önderliğinde sadece 28 sayı yayımlanabilen sanat gazetesi Yaprak’ın abone defteri ve klasörünün, Orhan Veli’nin cep defteri ve kalemlerinin, dördüncü şiir kitabı Yenisi’nin (1947) matbaa manüskrisinin ve daha pek çok ilginç mektup ve imzalı kitapları görülebilir ...
SERGİ KATALOGDAN...
Orhan Veli, 7 Mayıs 1941’de askere gitti...31 Mart 1944’e kadar Gelibolu’nun Kavak köyünde II. Kolordu 66. Korugan Alayı 3. tabur, 10. bölük takım komutanlığında piyade yedek subay ve teğmen olarak askerlik yaptı ve teğmen rütbesiyle terhis oldu.
Gelibolu’da askerlik ederken Salim’in meyhanesine gidermiş... Orhan, askerken arada bir talimi asarmış. Çadırın kapısına da şöyle bir kâğıt iliştirirmiş:

Herkes gider talime
Orhan gider Salim’e
Orhan gider Salim’e
Yani, bu demek ki, “Gelin, birer tek atalım”. Talimi asan, kaytaran, içkiden hoşlanan da soluğu orda alırmış...
Orhan Veli askerlik dönüşü bir yıl Millî Eğitim Bakanlığı’nın Tercüme Bürosu’nda çalışır. O sıra ikinci şiir kitabını çıkarır: Vazgeçemediğim. İlk kitabı Garip’te olduğu gibi bu kitabının da son şiirinin son mısraı Orhan Veli’nin en meşhur mısralarından biri olur:
"Bir de rakı şişesinde balık olsam"
Muvaffak Sami Onat bu mısra ile ilgili şu açıklamayı yapıyor: Bir gün kendisine “Bir de rakı şişesinde balık olsam”ı hakikaten şiir diye inanarak mı yazdığını sormuştum. “Hayır tabiî,” dedi, “ama ne yapayım, görüyorsunuz. ‘Yazık oldu Süleyman Efendiye’yi yazmasaydım asıl şiirlerim okunmayacak, kendimi anlatamayacaktım. Garip’i o malûm ve meşhur satır okuttu. Vazgeçemediğim’in okunması için de kitabın sonuna o deli saçmasını koymaya mecbur oldum. Baksanıza Destan Gibi okunuyor mu?” (Zafer gazetesi, 10.12.1950)
Orhan Veli bunları söylemiş midir? Özellikle kendi yazdığı mısra için “deli saçması” demiş midir? Bilemiyoruz ama ondan çok çok önce Nedim'de aşağıdaki şiiri söylediğinde kendisi dahil, “deli saçması” diye tanımlayan çıkmamıştır sanırım.
Destide kadehte doyamam görmeye bâri
Ey gevher-i şeffaf senin mahzenin olsam.
[ Deep Note : Aylak Adam Araştırması ile tercümesi :
( Ey berrak cevhere benzeyen şarap! Seni testide, kadehte görmekle doyamam (Destide kadehte doyamam görmeye bâri ) Senin saklandığın mahzenin olsam bari. (Ey gevher-i şeffaf senin mahzenin olsam)
Şair, sevgi kadehine ulaşmayı başarmış, ancak yinede dertli ve
endişelidir.Çünkü aşık, sevgi kadehini ele geçirmesine rağmen onu her an
kaybetme kaygısını taşıyor. ]
Tercüme Bürosu’ndaki işinden Hasan Âli Yücel’den sonra Milli Eğitim Bakanı olan Reşat Şemsettin Sirer’in baskıcı tutumu nedeniyle istifa eder.
Kitaplarının yanı sıra 1 Ocak 1949 - 15 Haziran 1950 tarihleri arasında, Yaprak dergisini 28 sayı çıkarır (ölümünden sonra arkadaşları anısına bir Son Yaprak yayımlarlar).
14 Kasım 1950’de öldü Orhan Veli. 17 Kasım’da Beyazıt Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra Rumelihisarı mezarlığına gömüldü. Mezarı bir zamanlar oturduğu “Urumeli Hisarı”nın hemen altındadır. Taşında Emin Barın’ın yazısıyla yalnızca, " Orhan Veli 1914-1950" yazar. Sunay Akın’ın dediği gibi şiirden attığı kafiye gelip mezar taşına yerleşmiştir.
21 Mart 2014 İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder