19 Ekim 2014 Pazar

Valhala yolunda Odin'i ziyaret : Wardruna Konseri



WARDRUNA KONSERİ   ( 17 Ekim 2014 – Garaj İstanbul  )
Wardruna  Norveçli ,   İskandinavya’nın , yani  kuzeyin,  yani Wikinglerin  müziğini günümüz temsilcilerinin bir projesi .  Kuzeyin ruhani ,  tribal ,  soundu ile kaotik bir algı bırakan etnik muziğini yapıyorlar .  Kullandıkları dil  de  artık yok olmuş bir alfabe ve dil olan  Elder Futhark  .  Muzikal geçmişi 2003’e dayanıyor grubun  kurucuları  Gaahl ve  Lindy Fay Hella.  ( Gaahl İstanbul performansı ile son kez grupla sahne almış ve  gruba veda etmiş . Bu yüzden ki  konser sonunda tek tek hepsine sarılarak veda etti )

Muziklerinde  bilinen ensturmanlar kullanılmıyor .  Vurmalı , üflemeli, telli  enstrmanları bize  8. 10.yy'dan kopup gelen kuzeyin asi ve Fatih çocuklarının ruhlarının sesini taşıyor gibi .  Buna uygun dil ve vokal kullanımı zaman zaman tüyleri ürpertiyor ve  popüler dizi Wikingler’in bir sahnesinin icindeymişsiniz hissini veriyor ( Grubun müzikleri  dizide de kullanılmış).

Aslında  belki bir müzikoloğun daha net ifadesi sağlıklı olur ama  bence  tüm müziklerin atası ve günümüzün etnik müziğinde rastladığımız en ortak  öge   vurmalılar  ,  yani bir davullar  .  Kızılderililer davulda  toprak ananın kalp atışlarının ritmini bulurlar .  Orta Asya şamanlarında , Afrikalılarda da aynı ögelere rastlanır .  Kısacası  herşeyin başı vurmalılar yani  ritim ve de her yöreye özgü bir başka ortak unsur üflemeli bir çalgı , kimi yerde bir fülüt kimi yerde bir boynuz .
 
Wardruna ‘nın konseri ..

Konser çok geç yaklaşık  23:15 civarı  başladı . Dizi (Wikingler) etkisindeki gençlerin beklentisi ve ruh halleri motivasyonlarını  bozmuştu biraz ( tüm konser boyunca vır-vır konuşanlar can sıktı )  .  Konserde ki sahne , kostümler ve ışık  kuzeyin  uzun süreli  karanlık geceleri gibi siyah ve karanlığın  hakimiyetindeydi .  Grubun ilk parçalarında ki  şarkıları  sanki bir Viking gemisinin içinde ya da bir Viking köyündeki tribal bir törenin içindeymiş kadar duygu yüklü  ve  etkileyiciydi .  Aslında grup ve müzisyenler bu duyguyu son iki parçaya kadar korudular .  Sözlerini ve  adını bilmesek de  yarattıkları ambians  ve muziğin kendisi salonu hakimiyeti altına alacak kadar güçlüydü.  Grup bir bütünlük ve disiplin içinde ve  “ cool” tavırlarını hiç bozmadan parçalarını ardı ardına sıraladı .  Bence şahane ve farklı bir etnik kültürün  müziğini tanıttılar  bize gecede . Daha önce Kızılderilileri , Afrikalıları , Aborijinleri , Güney Amerikalıları  izlemiş ve dinlemiştim.Kuzeyin bu gizemli çocukları bize bir  başka dünya müzik kültürü armağanı daha bıraktı .  Konseri bir trans bütünlüğü olarak  değerlendiriyorum .  Aslında  temiz bir etnik müziğe , popüler kaygılarla eklenen   teknolojik  ses ve müzikal efektler belki  gelenleri memnun etse de ( Ki büyük çoğunluk popüler Wikingler dizisi etkisiyle ) bence  saf ve yalın hali çok daha orijinal olabilirdi .  Vurmalılar   , özel tasarımlı ilkel bir keman ,  yine boynuzdan yapılmış üflemeli çalgı  ve son iki parçada ortaya çıkan  telli özel ensturman , vokallerin uyumu , bütünlüğü ,  bunlarda ortaya çıkan müzik ve bize yaşattığı deneyim harikaydı . 

Konser anı ve sonrasında temel olarak şunu hissettim .  Bu dünya bizim , hepimizin , bu dünyaya ait  tüm değerlerde bizim ,  dillerini bilmediğimiz şarkılar ve melodiler bile biz öyle bir içine alıp  kavrıyor ki  dünyanın tüm sınırlarının kalktığı hatta hiç olmadığı , tüm dünyanın hepimizin oldu hissi yaratıyor .

İzlemek ve deneyimlemek keyif ötesiydi , orada değilsen keşke olsaydın diyebilirim ancak .

A.A
18.10.14  - İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder