WARDRUNA KONSERİ ( 17 Ekim
2014 – Garaj İstanbul )
Wardruna Norveçli ,
İskandinavya’nın , yani kuzeyin, yani Wikinglerin müziğini günümüz temsilcilerinin bir projesi
. Kuzeyin ruhani , tribal ,
soundu ile kaotik bir algı bırakan etnik muziğini yapıyorlar . Kullandıkları dil de
artık yok olmuş bir alfabe ve dil olan Elder Futhark
. Muzikal geçmişi 2003’e
dayanıyor grubun kurucuları Gaahl ve Lindy Fay Hella. ( Gaahl İstanbul performansı ile son kez grupla sahne almış ve gruba veda etmiş . Bu yüzden ki konser sonunda tek tek hepsine sarılarak veda etti )
Muziklerinde bilinen ensturmanlar kullanılmıyor . Vurmalı , üflemeli, telli enstrmanları bize 8. 10.yy'dan kopup gelen kuzeyin asi ve Fatih çocuklarının ruhlarının
sesini taşıyor gibi . Buna uygun dil ve
vokal kullanımı zaman zaman tüyleri ürpertiyor ve popüler dizi Wikingler’in bir sahnesinin
icindeymişsiniz hissini veriyor ( Grubun müzikleri dizide de kullanılmış).
Aslında belki bir müzikoloğun daha net ifadesi
sağlıklı olur ama bence tüm müziklerin atası ve günümüzün etnik müziğinde rastladığımız en ortak öge vurmalılar , yani
bir davullar . Kızılderililer davulda toprak ananın kalp atışlarının ritmini
bulurlar . Orta Asya şamanlarında , Afrikalılarda
da aynı ögelere rastlanır .
Kısacası herşeyin başı vurmalılar
yani ritim ve de her yöreye özgü bir başka ortak unsur üflemeli bir çalgı , kimi
yerde bir fülüt kimi yerde bir boynuz .
Wardruna ‘nın konseri ..
Konser çok geç yaklaşık 23:15 civarı başladı . Dizi (Wikingler) etkisindeki
gençlerin beklentisi ve ruh halleri motivasyonlarını bozmuştu biraz ( tüm konser boyunca vır-vır konuşanlar can sıktı ) . Konserde ki sahne , kostümler ve ışık kuzeyin
uzun süreli karanlık geceleri
gibi siyah ve karanlığın hakimiyetindeydi .
Grubun ilk parçalarında ki
şarkıları sanki bir Viking gemisinin
içinde ya da bir Viking köyündeki tribal bir törenin içindeymiş kadar duygu
yüklü ve
etkileyiciydi . Aslında grup ve
müzisyenler bu duyguyu son iki parçaya kadar korudular . Sözlerini ve
adını bilmesek de yarattıkları
ambians ve muziğin kendisi salonu
hakimiyeti altına alacak kadar güçlüydü.
Grup bir bütünlük ve disiplin içinde ve
“ cool” tavırlarını hiç bozmadan parçalarını ardı ardına sıraladı . Bence şahane ve farklı bir etnik kültürün müziğini tanıttılar bize gecede . Daha
önce Kızılderilileri , Afrikalıları , Aborijinleri , Güney Amerikalıları izlemiş ve dinlemiştim.Kuzeyin bu gizemli
çocukları bize bir başka dünya müzik
kültürü armağanı daha bıraktı . Konseri
bir trans bütünlüğü olarak değerlendiriyorum
. Aslında temiz bir etnik müziğe , popüler kaygılarla
eklenen teknolojik ses ve müzikal efektler belki gelenleri memnun etse de ( Ki büyük çoğunluk
popüler Wikingler dizisi etkisiyle ) bence
saf ve yalın hali çok daha orijinal olabilirdi . Vurmalılar , özel tasarımlı ilkel bir keman , yine boynuzdan yapılmış üflemeli
çalgı ve son iki parçada ortaya
çıkan telli özel ensturman , vokallerin
uyumu , bütünlüğü , bunlarda
ortaya çıkan müzik ve bize yaşattığı deneyim harikaydı .
Konser anı ve sonrasında temel olarak şunu hissettim . Bu dünya bizim , hepimizin , bu dünyaya ait tüm değerlerde bizim , dillerini bilmediğimiz şarkılar ve melodiler bile biz öyle bir içine alıp kavrıyor ki dünyanın tüm sınırlarının kalktığı hatta hiç olmadığı , tüm dünyanın hepimizin oldu hissi yaratıyor .
Konser anı ve sonrasında temel olarak şunu hissettim . Bu dünya bizim , hepimizin , bu dünyaya ait tüm değerlerde bizim , dillerini bilmediğimiz şarkılar ve melodiler bile biz öyle bir içine alıp kavrıyor ki dünyanın tüm sınırlarının kalktığı hatta hiç olmadığı , tüm dünyanın hepimizin oldu hissi yaratıyor .
İzlemek ve deneyimlemek keyif
ötesiydi , orada değilsen keşke olsaydın diyebilirim ancak .
A.A
18.10.14 - İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder